Bu hafta şöyle 9’uncu haftadan başlayıp son oynadığımız Grendmedıcal Manisaspor maçına kadar olan haftaları bir değerlendireyim dedim. Aklımda kalanları kaleme alıp, gelecek haftalar için Boluspor’un durumu ne olur diye kendi cephemden düşünüyorum.
Ligin 9’uncu haftasında kaybettiğimiz Balıkesirspor karşılaşmasından sonra yaşanan teknik direktör değişiminin ardından Fuat Çapa’nın yerine gelen Sait Karafırtınalar ile çıktığımız Rizespor karşılaşmasını 1-0 mağlup tamamladık. Ardından Hocamız Sait Karafırtınalar ile iç sahada Samsunspor’a karşı son dakikada gelen gol ve 3 puan, deplasmanda 3-0 Gaziantepsspor galibiyeti, ardından yine deplasmanda Elazığspor karşısında(Gökhan Değirmenci’nin uzun pasında) Andre Santos ile gelen galibiyet golü ile bir seri yakaladık ve heyecan yaşadık.
Bu heyecan, iç sahada Adanaspor karşısında gelen son dakika penaltı golü ile devam etti. Deplasmanda 1-0 mağlup olduğumuz İstanbulspor maçı seriyi bozan bir karşılaşma oldu. İç sahada Eskişehirspor karşısında alınan 3-0’lık net skor ile 3 puanın ardından deplasmanda ligin dibinde olan Denizlispor ile 1-1’lik skorla ilk devreyi tamamlayan bir Boluspor izledik.
Ligin ikinci yarısı başlamadan şöyle bir baktığımızda; bu ligin en iyi kadrolarından birine sahip olduğumuz herkes tarafından dile getirilmekteydi.
Rekabet bir takım için önemlidir. Buda bizde var mıydı ilk yarı olarak vardı diye biliriz. Sakatlığın olmaması, cezalının bulunmaması, formsuzluğun olmaması hocanın elinin güçlü olması için avantajdır. Yani kısacası kalite doğru yönetilirse büyük bir silahtır diye bilirim.
Sait hoca ile takımımız bir coşku yakalamış; pozisyona giren, az pozisyon veren bir takım havasında gördük göreve geldiği andan itibaren takımımızı. 2. yarının ilk maçı olan Giresunspor deplasmanında takımımız ilk 45 dakika bu coşkusunu devam ettirmeye çalışsa da pozisyon üretememiş, kaleci Gökhan’ın kurtarışları ve son 10 dakikada rakibin eksik kalmasıyla maçı kazanarak ikinci yarıya 3 puanla başlayıp iyi bir moral bulduk. Bu galibiyet sonrası şehri de farklı bir havaya soktuk.
Akabinde Lider Ümraniyespor’a iç sahada kaybeden temsilcimiz deplasmanda Gazişehir Gaziantep’e 2-0’lık mağlubiyetin ardından Manisaspor maçına çıkmıştı. Manisa maçına geçmeden dilimizin döndüğünce biraz uyarı yapalım dedik.
Gökhan yüksek bir form grafiği ile takımımıza fayda sağlamaya devam ediyor. Bu esasında düşündürücü bir durum, her maç kalecinin yıldız alması çok sağlıklı değildir diye düşünüyorum. Sait hocayla birlikte takımımız önde basmaya çalışan bir görüntü verdiğini gördük. Kazandığı toplarda direk hücum etmek isteyen bir anlayışa geçen bir Boluspor görüntüsünü izliyoruz.
Bununla birlikte takım boyunu kısaltarak kalesinden uzak oynamaya çalışmıştır. Böyle durumlar önemli bir özellik olsa da bu anlayışı maçın tamamında uygulamak çok zor diye düşünenlerdenim. Bunun için çok güçlü bir fiziksel oyuncuların olması lazım. Arkada geniş alan olduğunda hataların telafisi zor olduğu bir oyundur. Ligin ikinci yarısıyla beraber şunu görmeye başladık; o sezonun ilk yarısındaki yardımlaşma , baskı ikinci yarıdaki 4 maçta bölüm bölüm gözükmemekte.
Bu alanlarda ise rakibin oyuna hakimiyeti ortaya çıkmaya başladı. Rekabet derken takım içersin de bazı oyuncuların çok çalışarak formayı almak istemelerine rağmen bazı oyuncularında daha çabuk o formaya sahip olmaları dikkat çekiyor.
Bazılarının o formayı alması iyi oynamasına rağmen çabuk geri alınması, bazılarının formsuzluğu egolarına rağmen yine formayı giymeleri, formda ve katkı sağlayan oyuncuların ise ne olduğu ve kimler tarafından olduğu bilinmeyen bir algı yaratarak formsuz gibi gösterilerek, formanın çıkartılmak istenmesi ise başka bir soru işareti.
Manisa takımının durumu belli; paranın olmaması, cezalardan dolayı puanlarının silinmesi, oyuncularının takımdan ayrılması ile karma karışık bir takım rakibimiz oldu. Bir kere şunu gördük ki rakip çantada keklik görülmüş, motivasyonumuz düşüktü.
Furkan ile Göksu, Burak ile İshak değişimiyle küçük bir rotasyonla maça çıkan takımımız, Popen’nin oynamasıyla üçüncü bölgede alışkanlıkları bir ritim tutsa da top rakipteyken agresifliğimiz bu maçta yoktu.
Ve rakip 2’inci ve 3’üncü bölge arasında Perovic, Bilal Sebaıhı, Bakakı direk defansımızla başa baş kaldılar. Ve pozisyon ürettiler. Karşılaşmaya ikinci yarı daha ciddi başlayan takımımız Melih’in attığı gol ile rahatlarken, rakibin pozisyonlarına engel olamadık. Hocada takımın orta sahada ve önde baskının agresifliğin yetersiz olduğunu görerek Özgür ve Andre Santos’u oyuna alarak topun bizde kalmasını sağladı.
Setle hücuma gitmek istedi. Topun bizde kalmasını sağlayıp, rakibin direncini tamamen aşağıya çekti. Şu an için kaybedilen bir şey yok ama Ümraniye, Rize ve Giresun kaybetti. Bu hafta yüksek bir tempo ile gelen Altınordu, Gazişehir, Elazığ ve İstanbulspor var. 6’ıncı sırada 32, 15’inci sırada olanın 24 puanı varken, bu sene özellikle deplasmandan daha fazla puan alan takımların ilk 2 ve ilk 6 şansı daha fazla gözükmekte.
Takımımıza Adana Demirspor maçında başarılar dilerim.
4520 kez okundu.
Spor Hukuksuzluğu: E-Bilet
Av.Burak MENGÜ 12.06.2014 21:17
''ÖZEN''Lİ ÇALIŞMANIN SONUCU ...
Cengizhan Sevindik 13.06.2014 00:11
1 Günde ne yapıyorum?
Canan AKARCA KUZU 12.08.2014 22:24
Boluspor Bunu Başarırsa İlk Altı İçin Söz Sahibi Olabilir
Namet Ateş 05.02.2015 21:24
Tüfekçi ve Boluspor !
Fatih GÜNDÜZ 05.10.2015 22:04
İyi Futbol Kötü Skor Samsun
Yazı Yorum 25.02.2016 00:24
RUS RULETİ
Rıdvan ALAYLI 07.12.2017 10:21
“YEKTEN”...
Hüseyin TAYŞİ 09.12.2018 20:04
Alt tarafı bir arma değil mi?
KONUK YAZAR 06.11.2019 19:52
BU LİGİN SEFİRİ
Fahri GÜNDÜZ 10.07.2022 00:43
Konsantre ve Konserve Oyuncular
Mustafa Nuri Gürsoy 15.10.2022 16:22
Görev Bizde!
Ahmet ÇETİNLİ 18.02.2024 20:09